Ana içeriğe atla

Kaybettiklerimiz ne olacak?

    Evet bugün bir kez daha anladım ki en yakının bile nankör olabiliyor. Kimsenin sana saygı duymadığını görüyorsun. İnsanların gözünde önemli olabilmenin tek yolu para ve mevkiiden geçiyor. Geri kalan her şey ama HER ŞEY göz ardı edilebiliyor. Bu duruma ne desem nasıl bir sıfat bulsam bilmiyorum. Tanımlayamıyorum. Aslında onlar seni değersizleştirmeye çalışıyorlar ama benim için kendileri değersizleşiyor. Kendilerini küçültüyorlar. 
  Ne gariptir kalbinde ALLAH olanla olmayanın karşılaşması. Bir arada bulunması. Ne zordur anlaşması,hele ki saygı duyması..Ama artık kimse birbirini anlamak için uğraşmıyor ve tabii saygı duymak anlamsız bir özellik. Ne gerek var canım!



    Bir takım kriterler belirlenmiş. Başarılı kabul edilmen onlara bağlı. Uyuyorsan başarılısın uymuyorsan BAŞARISIZ. Peki kim belirlemiş bunları veya ne baz alınmış? Ben söyleyeyim,Para!   Evet bizde her şey paraya bağlanmış yani paradan kastım balyalar değil tabii. Edindiğin mal,gezdiğin yerler ,yediğin yemekler,giydiğin kıyafetler... Bu liste uzar ama siz anladınız. Yani bu dünyaya ne kadar sahipsen o adar başarılısın. Peki soruyorum size, başarısını bu dünyaya bağlamayanlar ve tam aksini düşünenler bu kriterlere göre ne oluyor? Tabikii başarısız ve hatta yanında başka sıfatlar da geliyor --> Cahil gerikafalı vizyonsuz ...:) Vallahi bizim cahilden anladığımız tek anlam Allah'ı bilmemek.. Peki şart bu olunca hangimiz cahil kaldı şimdi ? İşte tüm mesele bu kriterleri koyanda.. Para varsa Allah'ı bilmese de olur. Adam Allah'a inanmıyor ,para kazanıyor,annesi dua ediyor 'Allahım sen bereket ver bol kazanç ver!' . Yani diyorki ,çocuğum inanmıyor sana ama olsun sen Parasını eksik etme (!). İşte burada kaybediyoruz.
    Asıl başarı Allah katında ne durumda olduğumuzla alakalı,tek kriter bu olmalıyken artık bu olmasa da olur hale geldi. Tek çabamız tek gayemiz Allah'a kulluk edebilmek olmalıyken,O'ndan başka herşeye kulluk eder olmuşuz. Nefsimize göre her şeyi esnete esnete artık hiç bir şeyi tanımaz,hatta ölümü hatırlamaz olmuşuz. Biri bize ölümden bahsedince susturuyoruz, halbuki “Bütün zevkleri kökünden yok eden ölümü çokça hatırlayınız!” (tirmizi) diye emredilmişken.. Bütün zevkleri kökünden kesen bir ölüm varken ömrümüzü sadece bu geçici zevklere adamak mı? Şimdi soruyorum Kaybettiklerimiz ne olacak?

    Allah'ım sen idrakimizi arttır perdelerimizi indir hakiki imana ulaştır bizleri.. Hepimize hidayet ver. Allaha emanet olun

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pes Etmek Yok

Uzun süredir yazamadım. Mağlum okul açıldı ,öncesinde bayram telaşları memlekete gidiş vs. derken... Tabi bu sırada çok şeyler yaşandı. Ama ümitler hiç solmadı,direniyor..   Bugün biraz halimizden bahsetmek istiyorum. Bizler fikir insanları olarak bu toplumun içinde resmen direnişteyiz. Herkesten önce kendimizi eğitmek ,hizaya çekmek zorundayız. Algılarımız açık olmalı ve hiç bir kandırışa gelmemeliyiz. Dört yanımızın şeytanla çevrili olduğu şu zamanlarda kendimizi muhafaza etmek ne kadar zor ve bir o kadar da zaruri. Evet zaruri! Eğer biz müslüman olduğumuzu iddia ediyorsak,her fırsatta bunun edebiyatını yapıyorsak, bu dilde kalmamalı. Samimiyetimizi ortaya koymalıyız,yüreklerimizi ortaya koymalıyız. Bizi birleştiren İslam olmalı. İslam hiç bir zaman kavgaya zulme sebep olmamalı. Nefsimize uyup yaptığımız saçmalıklar asla İslama mal edilemez. Temkinli,gözü açık olmalıyız.    Tabi en önemli unsur,içini dolduramağımız Müslümanlık. Aslında Kuran-ı Kerim'de dolu dolu anlatılan,h

Nasıl Başladım?

Elbet çıkar anlayan. yoo kendimi çok sıradışı fikirleri olan biri gibi görmüyorum ,ya da ay kimse beni anlamıyor herkes aptal ,diye de düşünmüyorum. Anlaşılmamak üzerine konuştuğum zaman genelde bu şekilde algılanıyor sanki ben insanları küçümsüyormuşum gibi. Aslında durum tam tersi ben kendi fikirlerimden bahsedince suçlanıyorum yadırganıyorum ve tabii bir süre sonra sanırım beyin böyle bir mekanizma oluşturuyor. Şimdi yorum yapsam nasılsa yine herkes korkuyla bakıcak ya da sen uçlarda düşünüyorsun mümkün değil bu vs. gibi cevaplar alıcam. Aslında tek derdim ,çoğunlukla unutulmuş,unutturulmuş ya da unutulmak istenmiş,Kuran-ı Kerim'in emrettiklerini yaşamaya çalışmak. Bazen düşünüyorum ,sorsan kimse müslüman olmadığını söylemez hatta o kadar ki bu konuda asla laf söyletmez.Peki konu hükümleri uygulamaya gelince,kızım orayı karıştırma!,diyebiliyorlar. Oldum olası bu fikri anlamamıştım,işin biraz daha içine girince ve artık kendi yolumu çizdiğim şu zamanlarda bu konunun daha ç

"Bize sözlerimizden çok yüreğimizden anlayan gerek.." Cahit Zarifoğlu

Ne kadar güzel demiş şair.. Özetlemiş tüm çırpınışlarımızı. Tek derdimiz bu değil mi zaten? Yürekten anlayanlarla karşılaşmak. Keşke yollarımız hep böyleleriyle kesişse ama maalesef imtihan dünyası işte her türlüsü çıkıyor karşımıza. Buna da şükür Rabbim bizi onlardan eylemesin.   İnsanın yüreğine dokunmak bir başka. Konuşmadan bile anlaşırsın hani aynı şey geçer aklından,aynı yere bakar gözlerin. Sonra birlikte bakarsın şu koca dünyaya,aslında koca bir hiç olduğunu görürsün. Ah şu yürekler de olmasa ne işe yarar bedenlerimiz.. Bizi hayvanla bir tutanlar utansın,Rabbim demiş; "Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar." FURKAN Suresi 44.ayet.. Şimdi kendini hayvanlarla bir tutanlar,-tek farkımız daha gelişmiş olmamız- diyenler, işte bunlar. Zaten bildirilmiş açık bir şekilde. İnsan yüreğini neden kapatır ki? Hisleri olduğu halde,ihtiyacı old